10 Haziran 2011 Cuma

ANTIK ŞEHİRLERDE MİMARİ FOTOĞRAF -1-



ANTIK ŞEHİRLERDE MİMARİ FOTOĞRAF -1- 

Mimari fotoğraf sadece kendi başına bir kulvar değildir fotoğraf serüveninde. Bir çok diğer fotoğraf kulvarlarının içindedir mimari fotoğraf, temelindedir, iskeletidir hatta.

Bu nedenle mimari fotoğrafın temel yapı taşlarını incelerken, tüm fotoğrafik anlatımlara dair cümleler ediyoruzdur aslında. Tam tersi de doğrudur bu bağlamda. Fotoğrafın temel gereksinimleri, mimari fotoğrafın tam da merkezine oturur, onun iskeletini oluşturur.

İFSAK 170. DÖNEM temel fotoğraf eğitimi proje grubundan arkadaşlarımızla mayıs 2011 de yaptığımız Antik Şehirler Proje gezimizde çektiğim kareler eşliğinde, sahada fotoğraf çekerken dikkat ettiklerimi sizlerle bu platformda paylaşmak istiyorum.

Vaktinize bereket.

Okuduğunuz için teşekkürler. Sorunuz olursa elbette 

hatayhakan@gmail.com 

adresimden bana ulaşabilirsiniz.
HAKAN HATAY

FOTOĞRAF ÇEKERKEN DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER:

(1) Işık-Renk : "Birinci Emir" ; Işığa dikkat edeceksin ... 

Eğer fotoğrafın bir kitabı varsa, sanırım bunun ilk satırları böyle başlıyor olmalı...

"Işığa dikkat edeceksin !!! " ... 

Çünkü ışık fotoğrafı "var" edendir. Bu cümlenin "dayanılmaz hafifliğine" söz etmek olanaksız sanırım.

Işığa dikkat edeceksin, çünkü onun olmadığı bir kare, "turist fotoğrafından" öteye gidemez.  

Öyle ya, turistler, gezip görürken fotoğraf çekenler, beklemezler... 

"Beklemezler !!!..."

Neden? 

(1) Akıllarına gelmez... Bilmezler... Işığın lezzetinin farkında değillerdir. Demlenmemiş çayı içmeye kalkan acelecilerdir onlar...

(2) Sabır gösteremezler... Çünkü onlar turisttirler... Zihinleri sadece "az zamanda daha çok yer görmeye ( ! ) "  şartlanmıştır. Sadece bakarlar, göremezler de ya :), ve geçer giderler...

Oysa Fotoğrafçılar hem bakarlar, hem görürler, hem de algılarlar... Işığın lezzetinin farkındadırlar. Fotoğraflamayı düşündükleri nesnelerin üzerine ışık düşüyor mu, gölgede mi, gölgenin formu var mı, gökyüzündeki durum nasıl? Renkler ne alemde? Bulutlar bize bir doku sunuyor mu? ... 

Ne çok şeyin farkındadır fotoğrafçılar... Bir anlamda "ermiş insanlar " mıdır yoksa fotoğrafçılar ? ... 

Hadi o kadar iddialı yazmayalım. Ama en azından farkındalık endeksleri yüksektir. ( Hiç olmazsa ışığa dair :)  ...  )

Gelin beraber, örnek fotoğraflar eşliğinde konuşalım:



FOTO 01: Hadrianus Tapınağı'nın kapısı. Efes'in muhteşem miraslarından birisi. Kapının kenarında iskele kurulu, resterasyon yapılıyor. Her tarafında merdivenler, ipler, çelik halatlar vs var şu anda. O nedenle biraz "sıkışık bir kadraj" . Bu yüzden özür dilerim. Ama nasıl olsa konumuz ışık ve renk...

İşte, gökyüzü fena değil. Ama asıl nesnenin üzerinde ışık var mı? YOK !!! O halde yalnış kare bu... Böyle çeken öyle çok turist var ki, boyunlarındaki SLR makinaların P modu da bu sorunu çözmüyor anlaşılan :) 

Ya biraz beklersek, Hadrianus'un üzerine ilahi bir ışık düşerse nasıl olur? Haydi bakalım:


FOTO 02: Işık... Işık var ... Konumuzun üzerinde ışık var ... Parçalı bulutlu havaların böyle güzel süprizleri olur...

Elbette kime? Bekleyene...

 Kime? Sabredene...

Kime? Işığın farkında olana...

Bir de bulutlanma keyif katar... Hem bulut dokusu, hem güzel bir ışık...

Gelelim diğer örneğimize:


FOTO 03: Var mı ışık? Yok dediğinizi duyar gibiyim... Lezzet var mı? O da yok değil mi?...

Ya ışık olduğunda çekersek nasıl olur? Haydi bakalım:



FOTO 04: İşte fark... "Işık düşmüş düşünceme ben iflah olmam " :)
Işıksız fotoğraf olmaz diyenler yalan mı söylüyorlarmış? Hayır...

Siz siz olun, fotoğraf çekmeden evvel, lütfen, "alıcı gözle" çektiğiniz kadraja bir bakın. 

Son bir örnek;


FOTO 05: Nerede ışık? Dağın tepesinde biraz var değil mi :) Yeter mi? Yetmez...

Biraz sabır... Bulutlar dağılıyor... Bakın hatta tiyatronun bir kısmı aydınlandı bile:



FOTO 06: Bir evvelkine göre fena değil sanırım? En azından tiyatronun bir kısmında lezzetli akşam ışığını algılıyoruz... Yeter mi? Daha iyisi varsa yetmez elbet :)



FOTO 07: Sabır'a devam... Bulutlar parçalanır, güneş adeta fışkırırcasına antik tiyatronun üzerine ulaşır... Sacede ön kısımda ağaçların gölgesi vardır. Yatay ışık nedeniyle onun gölgeden kurtulması olası değildir. Ama asıl konu ışık altındadır... 

"Güneşin delili, güneştir. Sana delil lazımsa ondan yüz çevirme. 
 Gölge güneşten işaret veriyorsa da, güneş her zaman can ışığı verir. 
 Gölge sana masal gibi uyku getirir. Güneş doğunca, ay yarılır. 
 Cihanda güneş gibi garip bir şey yoktur. Baki ruh güneşinin dünü yoktur."          
                         
                                              ( 115 - 120 ) Mesnevi 

Yani kısaca " Güneşin delili güneştir. Sana delil lazımsa ondan yüz çevirme " ... 

Bu nedenle, fotoğraf çekerken, lütfen, ışığa dikkat edelim. Zaten iyi ve lezzetli ışık rengi de yanında getirecektir. O zaman turistlere gülümseyip, çektiğiniz kareleri arşivinize kazandırmak  üzere "torbaya" atacaksınız... 

Benden söylemesi...

Saygılarımla

HAKAN HATAY
10 / 06 / 2011





2 yorum:

  1. Hocam elinize sağlık...Böyle anlatmaya devam ederseniz derslere kimse gelmeyecek:)

    YanıtlaSil
  2. Çok vurgulayıcı olmuş. Anlatımınız da çok keyifli, sanki derste sizi dinler gibi oldum :)
    Artık şunu çok iyi öğrendik: konunun üzerinde ışık olması gerek, ışık yoksa fotoğraf da yok..

    Herkese sevgiler,
    Hilal Yıldız

    YanıtlaSil