16 Haziran 2011 Perşembe

IŞIK SAATINI KULLANMA TEKNIKLERI - 1 -



IŞIK SAATİNİ KULLANMA TEKNİKLERİ - 1 - 


Bahar yerini artık yaz aylarına bıraktı. ( Pek fark edemesek de :)  )  Eğer “fotoğraf zamanı” diye bir zaman dilimini tanımlamak gerekirse ışığın bize sağladığı ılımlı koşullar göz önüne alındığında herkesin aklına öncelikle bahar ayları gelecektir. Gün ışığının daha eğimli olarak dünya yüzeyine ulaştığı bu aylarda daha uzun sürelerde sert ışık problemi yaşamadan fotoğraf çekebiliriz. Hele bahar aylarının başlarında adeta öğlen saatlerinde bile eğimli gelen gün ışığı bize  güzel fotoğrafları çekebilme imkanı sağlar.

Yaz ayları için ise aynı cümleleri kurabilmek mümkün değil elbette. Gün ışığı yer küremize çok daha dik bir açıyla ulaşır. Günün büyük bir bölümünde tepe aydınlatması yaşarız. Işık hem sert olur ( bu nedenle gölgeler de sert olur )  hem de dik açıyla yukarıdan geldiği için gölgelerin yönü istediğimiz açılarda oluşmaz. Yaz aylarında saat sabah 09:00 ile akşam 15:00 arasında fotoğraf çekmek için gün ışığına çıktığımızda ciddi sert ışık problemleri ile karşılaşırız. Hatta pek çok ileri düzey fotoğrafçının bu nedenle mayıs ayı bitiminden Eylül ayı sonuna kadar fotoğraf makinalarını çantalarına koydukları ve fotoğraf çekmek için geziler yapmadıkları bilinen bir gerçektir.

Peki bizler, amatör fotoğraf severler, yaz aylarında fotoğraf çekmemeli miyiz? Elbette bu sorunun yanıtı olumsuz olamaz. Fotoğraf çekerken eğer gün içinde doğru planlamalar yapabilirsek, gün ışığını doğru kullanabilirsek, ışık gölge dengesini iyi kurabilirsek, yaz aylarında yapacağımız gezilerde de güzel fotoğraflar üretebiliriz. Gelin kısaca yaz aylarında yaptığımız gezilerde ışık saati açısından önemli bir kaç temel faktörü içeren ipuçlarını paylaşalım.

1) IŞIK SAATİ: Yaz aylarında dikkat etmemiz gereken ilk önemli faktör hangi saatlerde sokakta olmamız gerektiğidir. Bu da elbette içinde bulunduğumuz aya ve coğrafi koşullara göre değişiklik gösterir. Bulunduğumuz coğrafyadaki gün doğumu ve gün batımı saatleri bizler için kılavuz saatleri belirler. Geziyi planladığımız bölgenin, şehrin gün doğumu ve batımı saatlerini muhakkak bilmeliyiz. Bu sayede gezimizdeki günleri daha iyi organize edebilir, sabah gün doğumunda ve akşam gün batımında bizlere güneş tarafından sunulacak o yumuşak ve eğik ışığı böylece maksimum düzeyde kullanabiliriz. Öğle saatlerinde ise gün ışığının fazlaca ulaşmadığı kapalıçarşı, müze, mağara, iç mekan vs türündeki diğer alanlarda çalışabiliriz.  


FOTO 01 : Çekim saati öğleden evvel 10:46  ... Işık surların diğer yüzüne düşüyor şu an. Bu açıdan baktığımızda bu yüzey  ters ışıkta kalıyor. İki şey yapabiliriz. Ya eğer bize leke silüet formu sağlıyorsa Silüet çekimi gerçekleştiririz. ( Yani ışığı aydınlıktan referans alıp pozlarız ) . Ya da o saatte o yüzey için fotoğraftan vazgeçer, güneşin parabolü tamamlamasını ve bu yüzeyi aydınlatacağı noktaya ulaştığında   oluşturacağı  ışık saatini bekleriz:


FOTO 02 : Aynı yüzeyin aynı gün içinde bu kez saat öğleden sonra 16:17 de çekilmiş hali. Güneş parabolündeki haraketini tamamlamış, bu kez fotoğraflamayı düşündüğümüz yüzeye yanal olarak düşüyor. 

Foto 01 ve 02 de rahatça görebileceğimiz üzere, aynı noktadan iki ayrı ışık saatinde iki ayrı fotoğraf çıkartabilmek olası. Yeter ki ışığı okumasını ve güneş parabolünün nasıl oluşacağını tahmin etmesini bilelim.

2 ) HOMOJEN IŞIK : Elbette her zaman sabah ya da akşam ışığında fotoğraf çekemeyiz. Bazen sert ışık koşullarında da fotoğraf üretmemiz gerekebilir. O zaman ya çekmeyi planladığımız tüm lekelerin üzerinde ışık olmasına dikkat etmeliyiz ya da gölgelerden, yani sert ışığın bize sunacağı yüksek kontrasttan faydalanabiliriz. Aydınlık bölgelere göre pozlama yaparak gölge bölgeleri birer silüete dönüştürebiliriz.



FOTO 03 : Antakya Ortodoks Kilisesi çan kulesi. Saat sabah 10:02 civarı. Artık sabah ışığı geçmiş. Güneş yükselmiş. Mayıs ayında olunması nedeniyle henüz çok sert değil. Işık sertleştikçe işimiz zorlaşıyor. Ancak bu fotoğrafta olduğu gibi fotoğraflamayı planladığımız lekelerin tümünün üzerinde aynı ışık olduğu için sert gölgelerle sorun yaşamıyoruz.






FOTO 04 : Bu kez saat akşam 17:53. Akşam ışığı fotoğrafladığım çanın bize bakmayan yanına düşüyor. Ancak bu kez silüet tekniğini kullanıyorum. Aydınlık gökyüzüne göre pozluyorum. Bu sayede lekelerin bize bakan yüzeylerindeki gölge alanlar karanlık çıkıyor. Eğer bu karanlık lekeleri dengeleyebilir ve kompozisyon kurgusu içinde doğru yerleştirebilirsem üzerinde yeterli ışık olmamasına rağmen bir çan kulesi olduğunu, atta yer alan evlerin çatılarını ve karşısındaki ağacı anlatabilirim. 

Bu örnek fotolardan şu sonucu çıkartabiliriz; içinde bulunduğumuz ışık koşullarına göre farklı fotoğraflar üretebiliriz. Bazen ışık saati bize tüm lekelerin aydınlandığı bir fotoğraf sunar bazen de lekelerin üzerindeki ışıksızlık, eğer biz bu durumu iyi kullanabilirsek, bize silüet fotoğrafları hediye eder. Önemli olan fotoğraflamayı düşündüğümüz nesnelerin ( lekelerin)  üzerindeki ışığı iyi gözlemlememiz ve doğru ışık saatinde doğru çekim tekniğini kullanarak fotoğraflar üretmemizdir.

Bir sonraki derste gölge kullanımını işleyeceğiz.

Saygılarımla

Hakan Hatay

16/06/2011





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder