22 Eylül 2011 Perşembe

KOCA SİNAN'IN IZLERİ_04_ŞEHZADE MEHMET KÜLLİYESİ









Şehzade Mehmet Külliyesi
(Şehzadebaşı-Eminönü, 1543-1548)

Otobüsten bisiklet satıcılarıyla ünlü Haşim İşcan Geçidi durağında inmek gerekiyor. Altgeçitten yukarı çıkıldığında külliye tüm heybetiyle sizi karşılar.

Şehzade Mehmet Külliyesi’nin olağandışı zengin süsleme programı çoğu araştırmacı tarafından Kanuni Sultan Süleyman’ın en sevdiği şehzadesi Mehmet için genç yaşta ani ölümünün ardından yapılmış olmasına bağlanır. 

Gerçekten de Mimar Sinan’ın “çıraklık eserim” dediği külliye bir sultan külliyesi kadar ihtişamlıdır. Cami, medrese ve sıbyan mektebi dışındaki yapılar ziyarete kapalıdır. Ziyarete kapalı olan yapılardan da sadece Şehzade Mehmet ve Rüstem Paşa türbeleri özgün işlevleriyle kullanılıyor. Diğerleri (imaret, tabhane, kervansaray) boş ve bakımsız durumda. Caminin sade ama görkemli strüktürü Osmanlı mimarisinde eşine az rastlanır çok ince bir bezeme programıyla süslenmiştir. Caminin güneybatı cephesine bakan medresenin sadece üç yüzü medrese odalarıyla çevrilerek klasik dikdörtgen planlı medrese anlayışın dışına çıkılmıştır. Medresenin ortasında bulunan şadırvan ilginç biçimde oranları ve biçimiyle bir Anadolu kümbetini andırır. Şehzade Mehmet’in kendi adına yapılmış caminin haziresindeki türbesi İstanbul’un en güzel mezar yapılarındandır. Camide olduğu gibi türbede de zengin süslemeler tüm dış cepheye hakimdir. Türbenin iç yüzeyleri yeşil ve mavi renklerin hakim olduğu “cuerda seca” (yanık iplik) tarzı çinilerle kaplanmıştır. Kanuni’nin genç yaşta sultan olamadan ölen şehzadesinin tabutu üzerine koydurttuğu sembolik taht türbe içindeki ilginç bir ayrıntı. Rüstem Paşa’nın türbesi de, sıra dışı biçimde karısının kardeşi olan Şehzade Mehmet’in adına yapılmış külliyenin haziresine inşa edilmiştir. Türbenin içi kubbe hizasına kadar mavi, mor, yeşil ve firuze renkli çinilerle kaplıdır.

(ÇEKÜL VAKFI'NIN HAZIRLADIĞI  "MİMAR SİNAN ESERLERİ İSTANBUL GEZİ HARİTASI" ÇALIŞMASINDAN)



Başka bir Sinan Şaheseri..  Yaz döneminde akşam ışığı caminin ana giriş kapısını adeta akşam ışığı ile paklıyor. Devam eden restorasyon çalışması nedeniyle dış cephenin fotoğraflanması konusunda sıkıntılar var. Ancak çok yakın bir zamanda restorasyon bitince çok güzel kareler elde edilebilecek gibi gözüküyor.




Restorasyon nedeniyle alt kısmı alamasak da, biraz üstten başlayan bir genel kare:



İç mekan ise yine Sina Usta'nın izlerini taşıyor:


Çini süslemesi yok. Zaten daha bir "çıraklık eseri" ile karşı karşıyayız. Ama daha çıraklık döneminden Usta'lık dönemlerinin sinyallerini alabiliyoruz bu şaheser yapıya bakınca.







Kubbeler:






HAKAN HATAY
22/09/2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder